İş hayatında açık ofis anlayışı hakim olduğu sürece, gürültü problemi de var olmaya devam ediyor. Bu sebepten ötürü modern çalışma alanlarının tasarımında kurumsal tasarımcılar ve şartname belirleyiciler, gürültü seviyesini ve çalışanların bireysel alanlara duyduğu ihtiyacı dikkate almalıdır.
Interface tarafından 2019 yılında düzenlenen ‘What’s That Sound?’ isimli Çalışma Alanı Akustik Araştırması’na göre, gürültülü ofis ortamları stres ve huzursuzluk düzeyinde ciddi bir artışa sebep oluyor. Araştırmaya katılanların %50’sinin verdiği yanıta göre, gürültü seviyesi çalışan adaylarının bir işi kabul etmesinde önemli bir etkiyi sahip.
Peki gürültü probleminin altında yatan esas sebep nedir? Bu sorunun temel kaynağı yüksek oranla ofis tasarımındaki zayıflıklardan geliyor.
Açık ofis planı anlayışının ardında yatan esas gaye işbirliğini teşvik etmek olsa da, Harvard Business School tarafından yapılan bir araştırma gösteriyor ki, bu düzenleme biçimi ustaca tasarlanmadığı vakit çalışan üretkenliğini ve işbirliğini negatif yönde etkileyebiliyor. Interface’in akustik araştırmasının sonuçlarına göre, Dünya üzerindeki çalışanların yaklaşık üçte biri (%32) açık bir ortamda kendilerine tahsis edilen bir masada veya iş istasyonunda çalışıyor. Fakat tüm katılımcıların yalnızca %31’i, işverenlerinin telefon konuşmaları ve birebir görüşmeler için kendilerine özel alanlar sağladıklarını belirtiyor.
Gürültüyle ilgili endişeleri ortadan kaldırmak adına işbirliğinin önünü kesmek, fayda sağlayacak bir çözüm değildir. Bunun yerine tasarımcılar, çalışanların farklı ihtiyaçlarına ve çalışma biçimlerine uyum gösterecek ve materyal seçimiyle ses yalıtımını hesaba katacak ofisler tasarlamalıdır.
Kaynak: https://blog.interface.com/sound-advice-open-office-design/