Blog

Interface Visual Code Koleksiyonuyla +Pozitif Alanlar Yaratın!

İyi tasarımın insanların yaşamları üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu biliyoruz. Bu noktadan yola çıkarak tasarladığımız Visual Code koleksiyonu ile ilham veren ve bütünleştiren +Pozitif Alanlar oluşturmak ve zemine bakışınızı değiştirecek yepyeni bir yol keşfetmeniz mümkün.

Visual Code, ileri teknoloji ve ileri dokunuşun simbiyotik ilişkisinden ilham alan 10 farklı deseni ile yalın ve şık dokuma kilimleri anımsatan bir tasarım çizgisi sunuyor. Entegre bir döşeme sistemi için Interface halı karolarını Drawn Lines ile geçiş şeritlerine gerek olmadan bir araya getirin. Visual Code tasarımlarını, prizmatik bir geometri oluşturarak farklı ağırlık ve ritimlerde ip inceliğinde işaretler yaratan LVT koleksiyonumuz Drawn Lines ile eşleştirerek kusursuz geçişler sergileyen zeminler elde edin!

Doğadan Tasarım: Biyofilik Tasarım Pratiği – I

Biyofilik tasarımın zorluğu, çağdaş yapı, peyzaj ve iç mimarinin mevcut eksikliklerini yapılı çevrede doğanın yararlı deneyimi için yeni bir çerçeve başlatarak ele almaktır. Biyofilik tasarım, bir biyolojik organizma olarak insanlara, modern yapılarda ve konstrüksiyonlarda sağlığı, zindeliği ve esenliği arttıran iyi bir habitat oluşturmakla ilgilidir. Doğadan Tasarım: Biyofilik Tasarım Pratiği yazı dizimizin ilk halkasında başarılı bir biyofilik tasarımın gerekliliklerini ele alacağız.

Başarılı bir biyofilik tasarım uygulaması, devamlı olarak birtakım temel hedef ve ilkelere bağlı olmayı gerektirir. Bu ilkeler etkili bir biyofilik tasarım pratiğinin temel şartlarını temsil eder:

  1. Biyofilik tasarım doğa ile tekrar eden ve sürdürülebilir bir bağlılıkta olmalıdır.
  2. Biyofilik tasarım, insanlığın doğal dünyaya adaptasyonuna odaklanır ve evrimsel zaman içinde insanların sağlıklarını ve zindeliğini geliştirir.
  3. Biyofilik tasarım belirli ortamlara ve mekanlara olan duygusal bağı vurgular.
  4. Biyofilik tasarım, insanları ve doğayı içerecek şekilde topluluk anlayışımızı genişleten, insanlar ve doğa arasındaki pozitif etkileşimi teşvik eder.
  5. Biyofilik tasarım ekolojik olarak bağlı, karşılıklı güçlendirici ve entegre tasarım çözümlerini teşvik eder.

Steelcase SILQ ile İnovasyon Yeniden Tanımlanıyor

İnovasyon

Steelcase, SILQ’i tasarlarken vizyonu netti. İstedikleri, karmaşık bir makine yerine sade bir çözüm yaratmak ve insan vücudunu bu deneyimin bir parçası haline getirmekti. Malzeme bilimindeki inovasyonları kullanan Steelcase mühendisleri, karbon fiberin özelliklerini taklit eden ve amaçlarına ulaşmalarını sağlayabilecek özgün bir malzeme geliştirdiler. Bu yeni malzeme SILQ’te, tek bir mekanizma gibi hareket edebilen esnek bir sistemde bir araya geliyor.

Sanatkarlık

SILQ hem heykelsi bir yapıya hem de sofistike bir tasarıma sahip. Sandalyenin sade doğası gerçek anlamda kişiselleştirme için gereken her şeyi sağlıyor. Emsalsiz malzeme çeşitliliği, tasarım tayfını uçtan uca kat ediyor ve tam size göre diyebileceğiniz sandalyeyi yaratmanıza imkan veriyor.

Performans

SILQ, göründüğü kadar iyi hissettiriyor çünkü tam olarak sizin vücudunuza göre tasarlandı. Üzerine oturup geri yaslandığınızda vücudunuzun doğal hareketine cevap veriyor ve sizi sandalyenin bir parçasıymış gibi hissettiriyor. Size tam uyumlu olması için ihtiyacınız olan tek ayar ise yükseklik. Sonuç olarak SILQ’e oturmuyor, onun bir parçası oluyorsunuz.

LVT’ye ‘Drawn Lines’ Etkisi

Louis Kahn, öğrencilerine tasarımlarına ilham vermesi için malzemeyi sorgulamalarını öğütler. Modernist mimar bu öğüdü farazi bir diyalogla devam ettirir: “Bir tuğlaya, ‘Ne olmak istersin?’ diye sorar, tuğla der ki, ‘Kemer olmak isterim.’, o da ‘Ben de kemer olmanı isterim ancak kemerler pahalı ve beton bir lentoya ihtiyacım var.’ diye cevap verir ve ‘Buna ne dersin?’ diye sorar. Tuğla: ‘Kemer olmak isterim.’ der.”

Kahn’ın bu alıntısı ile malzeme seçimlerindeki sahiciliğe atıfta bulunurken aynı zamanda bir yapının, seçilen malzemenin tabiatında olanın biçimini alması gerektiğini savunur. Interface ürün tasarımcısı Kari Pei ise; kariyeri boyunca pek çok iç mekan tasarımının Kahn’ın malzeme ilkelerinin dışında yorumlandığını, yapıda ‘sahiciliğin’ ise malzemeleri taklit eden diğer malzemelerle temin edilmeye çalıştığını gözlemler.

Interface 2017’nin başında LVT ürün grubunu görücüye çıkardığında, Pei iki farklı stratejiyi izlemesi gerektiğine karar verdi. İlk olarak, LVT ile ilgili temel bir envanter çalışması yaparak çoğu tasarımcının daha uygun maliyetli ve daha yüksek performanslı alternatifler olması sebebiyle ahşap plaka ve cilalı betona tercih ettikleri yapay ahşap ve çimento karolarla ilgili verileri topladı. Son olarak ise, Pei sahicilik arayan kullanıcıyı tatmin edebilecek LVT desenlerini tasarlamaya başladı. Interface LVT Drawn Lines™ koleksiyonunu yeni tamamlayan tasarımcı “Tasarımı diğerlerinden farklılaşan karolara ihtiyacımız var” diye ekliyor.

Pei, Interface’in LVT vizyonunu iki koleksiyon üzerinden açıklıyor: “Boundary Metallics™ serisi ile organik ancak ahşap, beton ya da taş gibi görünmeyen bir görüntü yakalamak istedik, tıpkı bir sanatçının güzelce dağınık bırakılmış stüdyo dairesi gibi. Studio Set™ serisinde ise, kontrastı düşürülmüş ahşap baskı tekniği ile, karonun incelikli organik dokusunun ön plana çıkmasını arzuladık.” Tasarımcı ekliyor: “Ne tasarlarsanız tasarlayın, günün sonunda insanların ürününüzle duygusal bir bağ kurmasını istiyorsunuz; bu bir diş fırçası, bir sandalye ya da bir zemin kaplaması da olsa fark etmiyor.”

Drawn Lines serisi, yaygın kullanılan suni dokulara cevap niteliğinde tasarlandı. Yeni koleksiyonun çizgileri keskin geometrik yapıda olmasına rağmen, Pei’nin karo yüzeyine baskı sürecindeki müdahalesi sayesinde hareket, yumuşaklık ve aynı zamanda yüzey hissi kazandırıldı.

Yeni LVT serisi aynı zamanda işlevsel yapısıyla da uzun vadede kullanıcıyı memnun edecek şekilde üretildi. Yüksek sirkülasyonun olduğu hareketli mekanların yüzeylerinde uygulandığında bile diğer yüzeylerde karşılaşılan sürtünme kusurlarını kayda değer ölçüde gizleyebiliyor. Drawn Lines, tıpkı Interface’in diğer LVT ürünlerinde olduğu gibi karo halılarla birlikte kullanılmak istendiğinde herhangi bir geçiş şeridine ihtiyaç duymayacak şekilde tasarlanırken, bu sayede iç mekan tasarımı ve kurulum sürecini sorunsuz bir hale getirmek amaçlandı.

Tate ile Mükemmel Çalışma Ortamları Yaratıyoruz!

Bir ticari yapıdaki mükemmel iç mekan kalitesi; kaliteli temiz havanın temin edilmesi, kişisel konfor kontrolünün iyileştirilmesi, gürültünün azaltılması, organizasyonel ve teknolojik değişimlere hızlı ve kolay bir şekilde yanıt verilmesi ve yapının genel estetik değerinin desteklenmesi gibi farklı ihtiyaçlara göre belirlenir. Tate yükseltilmiş döşeme sistem çözümlerinin tercih edilmesiyle oluşturulan yerden servis dağıtım sistemi sayesinde, organizasyonunuzun hedeflerini ve imajını yansıtacak mükemmel iç mekanı yaratmak kolaylaşacaktır.

İç mekanlarda tercih edilen Tate yükseltilmiş döşeme sistemlerinin avantajları ise şöyle sıralanabilir:

  • İç mekan hava kalitesini geliştirir, mekanın akustiğini iyileştirir ve doğal güneş ışığından maksimumda faydalanarak iç mekan çevre kalitesini arttırır.
  • Tasarımın başlangıç evresinde ve binanın ömrü boyunca, tercih edilen modüler zemin altı difüzörleri sayesinde maksimum kullanıcı konfor kontrolü sağlar.
  • Ekonomizer çalışması ve daha az fan enerjisi tüketerek enerji verimliliği sağlar.
  • Binanın yaşam döngüsü boyunca maruz kaldığı teknolojik ve operasyonel değişikliklere düşük maliyetle uyum sağlar.
  • İhtiyaç duyulan her yerde uygulanarak; esnek, erişilebilir ve sınırsız kapasite ile hizmet verir.
  • HVAC sistemlerine olan ihtiyacı azaltması ve zemin plug&play sistemlerini kullanması sayesinde maliyet ve inşaat süresini azaltır.
  • Erişilebilir, esnek ve uyarlanabilir sistemler olması sebebiyle daha düşük işletme maliyetleri ve daha düşük tesis ve bakım maliyetlerine yol açar.

Renklerin Gücü Adına!

Çoğumuz için nötr renkler söz konusu olduğunda nasıl hissetmemiz gerektiğini tam olarak bilemeyiz. Öyle ki, parlak renklerin mutlak hakimiyet kurduğu sanat ve tasarım dünyasında bile nötr renkler her zaman için biraz ‘tatsız’ bir renk paletinden ibaret olarak görülür. Günümüzde ise bu algının yavaş yavaş değişmeye başladığını, iç mekan tasarımlarında pek çok farklı renk paletinin aynı anda kullanıldığı görebiliyoruz. Kullanıcı mutluluğunu hedefleyen pozitif iç mekanların yaratılmasında ise hiç şüphesiz renklerin payı büyük.

Renk trendlerindeki değişim hızı günden güne artıyor, bu da bizler için zamana ayak uydurmayı kimi zaman zorlaştırabiliyor. Bu nedenle renklerin tasarımınız içindeki rolü konusunda daha derinlikli düşünmeniz gerekebilir.  Örneğin; parlak renkler kolayca oyun hissi yaratabilir, ancak parlaklığın yoğunluğu söz konusu olduğunda ise bu durum bazıları için can sıkıcı, başkaları içinse olmazsa olmaz hale gelebiliyor.

Kim maksimum etki ile zemin tasarlamak istemez ki?

Hiç şüphesiz zemin tasarımı, mekanı bütünleyen en önemli elemanlardan biri. Bir mekana yoğun renk uygulamak; hareketi, işbirliğini ve etkileşimi teşvik edebilir. Zaten kim maksimum etki ile zemin tasarlamak istemez ki? Interface’in Multichrome serisi ile, renk çeşitliği sağlarken, Monochrome serisi ile renk tonunu bir tık yumuşatarak kusursuz tek renk bir zemin yaratabilirsiniz. Ya da, iki farklı Composure ürününü Composure geçiş elemanıyla birleştirmeyi deneyerek, hem nötral hem de parlak renk çeşitliliği sunan dramatik etki yaratan organik bir yüzey elde edebilirsiniz.

Parlak ve nötr renkleri bir arada kullanarak pozitif, enerji veren ve kullanıcıyı yükselten mekanlar yaratın.

Parlak renklerle ilgili dikkate alınması gereken bir diğer detay ise, abartılı bir doygunluk hemen göze çarpar ve kullanıcıyı mekanla ilgili huzursuz hissettirebilir. Bunu önlemek ve dengeyi yakalayabilmek adına, ihtiyaç duyulduğunda yumuşak gri tonlarla gölge etkisi yaratarak daha dingin bir yüzey elde edebilirsiniz.

Tasarım LVT ile buluşuyor.

Bugünün yaşam alanları, farklı doku ve malzemelerin bir arada kullanıldığı adeta birer oyun bahçesi. Gösterişli, parlak metal ve akriliklerden sıcak ahşap ve hatta kumaş parçalarına kadar birbirinden farklı pek çok doku ve malzemeyi alışılmışın dışında bir araya getirmek ve kullanmak mümkün. Interface, yeni LVT ürünü ile de bu sıra dışı birlikteliklere bir yenisi daha ekliyor ve LVT’yi halı ile buluşturuyor.

Interface ilham aldığı elemanlarla şık, sofistike tasarımları modüler halı uygulamalarıyla birlikte kurgularken, halı portföyüne tamamen uyumlu estetik bir bütünlüğü de amaçlıyor.

Mükemmel uyum

Interface, LVT ve karo halı ürünlerini herhangi bir geçiş şeridine ihtiyaç duymadan boyut ve yükseklik açısından birbiriyle tamamen uyumlu olacak şekilde tasarladı. LVT ve karo halıların bu kusursuz birlikteliği, kullanım alanlarını tasarım açısından göze hoş gelen bir ilgi merkezi haline getirmeyi başarıyor.

Hem halı hem de sert zemin kaplamalarının birlikte tercih edilmesi, benzersiz doku kombinasyonlarına imkan vermesinin yanı sıra, mekanların ve kullanım potansiyellerinin de tariflenmesini sağlıyor. Farklı zemin kaplamalarının bu tasarım birlikteliği, açık ve işbirlikçi mekanlara yönelik taleplere cevap verirken bir yandan da çok yönlü ve karmaşık günlük ritüellerimizi başarıyla yansıtıyor.

Sizin için tasarlandı

Dokular söz konusu olduğunda, Interface konsept tasarımcıları müşteri beklentilerine cevap vermek adına pazardaki en alternatifli ve çok yönlü LVT’yi tasarlama lüksüne sahipler. Level SetTM serisi ile dilerseniz ahşap dilerseniz de taş görünümlü yüzeyler oluşturabilir; Boundry Metallics ile organik, Studio SetTM serisi ile de yumuşak tonlardan canlı renk tonlarına kadar değişen renk paletleriyle mekanınızı arzu ettiğiniz şekilde dönüştürebilirsiniz.

İskandinav havası Bolia ile ofislere taşınıyor!

Steelcase; İskandinav tasarımı, geniş ürün yelpazesi ve rahatlığı bir arada sunan Bolia ile başlattıkları yeni iş ortaklığını duyurdu

Günümüz ofis çalışanları, yoğun stres ve uzun mesai süreleri ile boğuşmak zorunda kalabiliyor. Pek çoğu, geleneksel ofis mekanlarının olumsuz etkilerini azaltma ihtiyacından dolayı çalışmak için alternatif yerlerin arayışı içerisinde. Bununla birlikte pek çok işveren, yaratıcı işlere ilham ve destek veren, çalışanlarının işbirlikleri kurabildiği ve profesyonel gelişimlerini hızlandırabildiği çalışma mekanlarını da destekleyebiliyor.

Bugün Steelcase, İskandinav havasını, çağdaş ve ilham verici tasarımlarıyla bir araya getiren Danimarka menşeli mobilya tasarım ve üreticisi Bolia ile işbirliğine giderek, geleneksel ofis mekanlarını çalışanlar için daha verimli ve ayrıcalıklı bir hale getiriyor. Bolia sıcak, cesur ve lüks materyalleri İskandinav kökleriyle birleştirerek samimi ve kişisel bir atmosferin yaratılmasına olanak sağlıyor.

Mahremiyet, ergonomi ve teknoloji ile ev rahatlığındaki mekanlar

Bugünün çalışanları, çalıştıkları mekanlardan artık farklı şeyler bekliyor. Çalıştıkları yerin işlerini kolaylaştırmasının yanı sıra kendilerini iyi hissettiren çözümleri de talep ediyorlar. İşlerinin en iyi şekilde yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları ise mahremiyet, ergonomi ve teknolojiye sahip ev rahatlığındaki mekanlar. Performanstan ödün vermeden tasarım ve kaliteyi birleştiren bu mekanlar, yeni ve yaratıcı fikirlerin üretilmesine ilham veriyor.

Steelcase, dünyanın dört bir yanından çeşitli kanaat önderleri ve örgütleriyle işbirliğine gidiyor. Bu işbirlikleri neticesinde Steelcase, müşterilerine daha fazlasını sunmayı ve değer vermeye katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Series 1 ile Ulaşılabilir Kalite, Performans ve Stil Bir Arada

Ofis mobilya ve sistemlerinde dünya lideri olan Steelcase, herkes için ve her yerde yüksek kaliteli oturma konforu sağlayan yeni ürünü Series 1’ı görücüye çıkarıyor.

Günümüzün büyümekte olan işyerleri; hızlı, tempolu, sürekli değişen ihtiyaçları için kalıcı performans, ergonomi ve çok yönlülük sağlayan oturma çözümlerine ihtiyaç duyuyor. Şimdiye kadar alternatifli ve tarz sahibi iş sandalyeleri, hem az sayıda hem de çoğu büyümekte olan firma için büyük ölçüde ulaşılamaz durumdaydı. Bu sebeple Steelcase; herkesi, her yerde destekleyen, erişilebilir, yüksek kaliteli bir sandalye yaratma ihtiyacı duydu.

Steelcase, Series 1 ile en önemli şeyi; ergonomi ve kaliteyi bir arada sunuyor.

Steelcase, bir sandalyede olması gereken ve değerli olan ne varsa korurken, aynı zamanda erişilebilir olmayı da hedefliyor. Entegre LiveBack ™ teknolojisi, kullanıcı ağırlığı ve hareketlerini destekleyen oturma bölümü ve 4D ayarlanabilir kollarıyla Series 1; bu sınıftaki oturma çözümlerine kıyasla alışılmamış, ergonomik bir performans ve kalite sunuyor.

Günümüzün küçük ofis alanları için hafif, ince profille tasarlanan Series 1; kaplama seçenekleri, geniş yüzey yelpazesi ve koltuk başlığı alternatifleriyle, nerede olursa olsun dikkat çekmeyi başarıyor.

Interface ile Karbon Nötr Zeminler

Dünyanın en büyük ticari karo halı üreticisi olan ve 1994 yılından bu yana sürdürülebilirlik ve inovasyon alanlarında sektörün öncü firmalarından Interface, gezegeni daha yaşanabilir kılmak adına ‘Carbon Neutral FloorsTM – Karbon Nötr Zeminler’  programını tüm küresel ürün gruplarında devreye soktu.

Interface; karbon ayak izi yüzdesini %60’tan fazla oranda azaltırken, geri kalan yüzdeyi yenilenebilir enerjiden yakıt değişimine ve yeniden ağaçlandırmaya kadar çeşitli projeleri destekleyen ‘karbon offset’ projeleri ile dengeliyor bu sayede de karbonu doğada ve atmosferin dışında tutmayı amaçlıyor. 2018 GlobeScan-SustainAbility Leaders Anketi‘nde ilk üç küresel sürdürülebilirlik liderinden biri olan Interface, 1994 yılından bu yana üretim tesislerinde sera gazı emisyonlarını %96 oranında azaltarak sektöre öncülük etmeye devam ediyor.

Interface’in Yeni Koleksiyonu Touch of Timber ile tanışın.

Her bir koleksiyonu ile tasarımda yenilikler yaratan Interface, yeni koleksiyonu ile de zemin tasarımındaki farklılığını ortaya koydu.

Ahşabın doğal ve minimal görüntüsünden esinlenerek tasarlanan yeni koleksiyon ahşaptan vazgeçemeyenler ama aynı zamanda yumuşak halı konforunu yaşamak isteyenler için mükemmel bir alternatif sunuyor.

Farklı renk seçenekleri sunan yeni koleksiyon, ayrıca uygulama çeşitliliği ile de kullanıcılarına sınırsız bir tasarım olanağı veriyor.

Interface’in diğer tüm ürünlerinde olduğu gibi yine %100 geri dönüştürülmüş ipliklerden üretilen koleksiyon tamamen sürdürülebilir bir çözüm!

Node Yeni Renkleriyle karşınızda…

Dünyanın önde gelen ofis mobilyaları üreticilerinden Steelcase’in Node modeli, ofisler kadar finans ve sağlık kuruluşları, devlet kurumları, otel ve havaalanlarında da çok tercih edilen bir koltuk. Ama koltuğun en yakıştığı yerlerin başında eğitim kurumları geliyor.

Steelcase Node esnek, ergonomik, kullanıcının oturma pozisyonuna göre şekil alabiliyor, dönme özelliğiyle duruş ve yön değiştirmeyi kolaylaştırıyor, sağ veya sol elini kullananlara göre ayarlanabiliyor ve kişisel eşyalar için altında özel bir bölmeye sahip.

Node koltukların birbirinden dikkat çekici ve modern renkleri bir araya geldiğinde, ortama heyecan verici bir canlılık katıyor.